ortaya çıkarmak

Turkish

Pronunciation

IPA^(key): /oɾtɑˈjɑ t͡ʃɯkɑɾˈmɑk/, [o̞ɾ̞.t̪ʰɑˈjɑ t͡ʃɯ.kʰɑɾ̞ˈmɑk]
Rhymes: -ɑk
Hyphenation: or‧ta‧ya‧çı‧kar‧mak

Verb

(transitive, idiomatic) to prove, to demonstrate [+accusative]
Synonyms: göstermek, kanıtlamak, ispat etmek
(transitive, idiomatic) to make seen, to uncover [+accusative]

Conjugation

Conjugation of ortaya çıkarmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative

infinitive			ortaya çıkarmak
impersonal participle	imperfective		ortaya çıkaran
	perfective		ortaya çıkarmış
	prospective		ortaya çıkaracak
personal participle	non-prospective		ortaya çıkardığım	ortaya çıkardığın	ortaya çıkardığı	ortaya çıkardığımız	ortaya çıkardığınız	ortaya çıkardıkları
personal participle	prospective		ortaya çıkaracağım	ortaya çıkaracağın	ortaya çıkaracağı	ortaya çıkaracağımız	ortaya çıkaracağınız	ortaya çıkaracakları
verbal noun			ortaya çıkarma
way of doing			ortaya çıkarış
			singular			plural
			1^st person	2^nd person	3^rd person	1^st person	2^nd person	3^rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	ortaya çıkarırım	ortaya çıkarırsın	ortaya çıkarır	ortaya çıkarırız	ortaya çıkarırsınız	ortaya çıkarırlar
	present	imperfective	ortaya çıkarıyorum	ortaya çıkarıyorsun	ortaya çıkarıyor	ortaya çıkarıyoruz	ortaya çıkarıyorsunuz	ortaya çıkarıyorlar
	past	perfective	ortaya çıkardım	ortaya çıkardın	ortaya çıkardı	ortaya çıkardık	ortaya çıkardınız	ortaya çıkardılar
	past	imperfective	ortaya çıkarıyordum	ortaya çıkarıyordun	ortaya çıkarıyordu	ortaya çıkarıyorduk	ortaya çıkarıyordunuz	ortaya çıkarıyorlardı (or ortaya çıkarıyordular)
	future		ortaya çıkaracağım	ortaya çıkaracaksın	ortaya çıkaracak	ortaya çıkaracağız	ortaya çıkaracaksınız	ortaya çıkaracaklar
inferential	perfective		ortaya çıkarmışım	ortaya çıkarmışsın	ortaya çıkarmış	ortaya çıkarmışız	ortaya çıkarmışsınız	ortaya çıkarmışlar
	aorist		ortaya çıkarırmışım	ortaya çıkarırmışsın	ortaya çıkarırmış	ortaya çıkarırmışız	ortaya çıkarırmışsınız	ortaya çıkarırlarmış (or ortaya çıkarırmışlar)
	imperfective		ortaya çıkarıyormuşum	ortaya çıkarıyormuşsun	ortaya çıkarıyormuş	ortaya çıkarıyormuşuz	ortaya çıkarıyormuşsunuz	ortaya çıkarıyorlarmış
conditional	simple		ortaya çıkarsam	ortaya çıkarsan	ortaya çıkarsa	ortaya çıkarsak	ortaya çıkarsanız	ortaya çıkarsalar
conditional	perfective		ortaya çıkarsaydım	ortaya çıkarsaydın	ortaya çıkarsaydı	ortaya çıkarsaydık	ortaya çıkarsaydınız	ortaya çıkarsaydılar
optative			ortaya çıkarayım	ortaya çıkarasın	ortaya çıkara	ortaya çıkaralım	ortaya çıkarasınız	ortaya çıkaralar
progressive			ortaya çıkarmaktayım	ortaya çıkarmaktasın	ortaya çıkarmakta	ortaya çıkarmaktayız	ortaya çıkarmaktasınız	ortaya çıkarmaktalar
necessitative			ortaya çıkarmalıyım	ortaya çıkarmalısın	ortaya çıkarmalı	ortaya çıkarmalıyız	ortaya çıkarmalısınız	ortaya çıkarmalılar
imperative				ortaya çıkar	ortaya çıkarsın		ortaya çıkarın	ortaya çıkarsınlar

Positive interrogative

			singular			plural
			1^st person	2^nd person	3^rd person	1^st person	2^nd person	3^rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	ortaya çıkarır mıyım?	ortaya çıkarır mısın?	ortaya çıkarır mı?	ortaya çıkarır mıyız?	ortaya çıkarır mısınız?	ortaya çıkarırlar mı?
	present	imperfective	ortaya çıkarıyor muyum?	ortaya çıkarıyor musun?	ortaya çıkarıyor mu?	ortaya çıkarıyor muyuz?	ortaya çıkarıyor musunuz?	ortaya çıkarıyorlar mı?
	past	perfective	ortaya çıkardım mı?	ortaya çıkardın mı?	ortaya çıkardı mı?	ortaya çıkardık mı?	ortaya çıkardınız mı?	ortaya çıkardılar mı?
	past	imperfective	ortaya çıkarıyor muydum?	ortaya çıkarıyor muydun?	ortaya çıkarıyor muydu?	ortaya çıkarıyor muyduk?	ortaya çıkarıyor muydunuz?	ortaya çıkarıyorlar mıydı?
	future		ortaya çıkaracak mıyım?	ortaya çıkaracak mısın?	ortaya çıkaracak mı?	ortaya çıkaracak mıyız?	ortaya çıkaracak mısınız?	ortaya çıkaracaklar mı?
inferential	perfective		ortaya çıkarmış mıyım?	ortaya çıkarmış mısın?	ortaya çıkarmış mı?	ortaya çıkarmış mıyız?	ortaya çıkarmış mısınız?	ortaya çıkarmışlar mı?
	aorist		ortaya çıkarır mıymışım?	ortaya çıkarır mıymışsın?	ortaya çıkarır mıymış?	ortaya çıkarır mıymışız?	ortaya çıkarır mıymışsınız?	ortaya çıkarırlar mıymış?
	imperfective		ortaya çıkarıyor muymuşum?	ortaya çıkarıyor muymuşsun?	ortaya çıkarıyor muymuş?	ortaya çıkarıyor muymuşuz?	ortaya çıkarıyor muymuşsunuz?	ortaya çıkarıyorlar mıymış?
conditional	simple		ortaya çıkarsam mı?	ortaya çıkarsan mı?	ortaya çıkarsa mı?	ortaya çıkarsak mı?	ortaya çıkarsanız mı?	ortaya çıkarsalar mı?
conditional	perfective		ortaya çıkarsa mıydım?	ortaya çıkarsa mıydın?	ortaya çıkarsa mıydı?	ortaya çıkarsa mıydık?	ortaya çıkarsa mıydınız?	ortaya çıkarsalar mıydı?
progressive			ortaya çıkarmakta mıyım?	ortaya çıkarmakta mısın?	ortaya çıkarmakta mı?	ortaya çıkarmakta mıyız?	ortaya çıkarmakta mısınız?	ortaya çıkarmaktalar mı?
necessitative			ortaya çıkarmalı mıyım?	ortaya çıkarmalı mısın?	ortaya çıkarmalı mı?	ortaya çıkarmalı mıyız?	ortaya çıkarmalı mısınız?	ortaya çıkarmalılar mı?

Negative declarative

infinitive			ortaya çıkarmamak
impersonal participle	imperfective		ortaya çıkarmayan
	perfective		ortaya çıkarmamış
	prospective		ortaya çıkarmayacak
personal participle	non-prospective		ortaya çıkarmadığım	ortaya çıkarmadığın	ortaya çıkarmadığı	ortaya çıkarmadığımız	ortaya çıkarmadığınız	ortaya çıkarmadıkları
personal participle	prospective		ortaya çıkarmayacağım	ortaya çıkarmayacağın	ortaya çıkarmayacağı	ortaya çıkarmayacağımız	ortaya çıkarmayacağınız	ortaya çıkarmayacakları
verbal noun			ortaya çıkarmama
way of doing			ortaya çıkarmayış
			singular			plural
			1^st person	2^nd person	3^rd person	1^st person	2^nd person	3^rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	ortaya çıkarmam	ortaya çıkarmazsın	ortaya çıkarmaz	ortaya çıkarmayız	ortaya çıkarmazsınız	ortaya çıkarmazlar
	present	imperfective	ortaya çıkarmıyorum	ortaya çıkarmıyorsun	ortaya çıkarmıyor	ortaya çıkarmıyoruz	ortaya çıkarmıyorsunuz	ortaya çıkarmıyorlar
	past	perfective	ortaya çıkarmadım	ortaya çıkarmadın	ortaya çıkarmadı	ortaya çıkarmadık	ortaya çıkarmadınız	ortaya çıkarmadılar
	past	imperfective	ortaya çıkarmıyordum	ortaya çıkarmıyordun	ortaya çıkarmıyordu	ortaya çıkarmıyorduk	ortaya çıkarmıyordunuz	ortaya çıkarmıyorlardı
	future		ortaya çıkarmayacağım	ortaya çıkarmayacaksın	ortaya çıkarmayacak	ortaya çıkarmayacağız	ortaya çıkarmayacaksınız	ortaya çıkarmayacaklar
inferential	perfective		ortaya çıkarmamışım	ortaya çıkarmamışsın	ortaya çıkarmamış	ortaya çıkarmamışız	ortaya çıkarmamışsınız	ortaya çıkarmamışlar
	aorist		ortaya çıkarmazmışım	ortaya çıkarmazmışsın	ortaya çıkarmazmış	ortaya çıkarmazmışız	ortaya çıkarmazmışsınız	ortaya çıkarmazlarmış
	imperfective		ortaya çıkarmıyormuşum	ortaya çıkarmıyormuşsun	ortaya çıkarmıyormuş	ortaya çıkarmıyormuşuz	ortaya çıkarmıyormuşsunuz	ortaya çıkarmıyorlarmış
conditional	simple		ortaya çıkarmasam	ortaya çıkarmasan	ortaya çıkarmasa	ortaya çıkarmasak	ortaya çıkarmasanız	ortaya çıkarmasalar
conditional	perfective		ortaya çıkarmasaydım	ortaya çıkarmasaydın	ortaya çıkarmasaydı	ortaya çıkarmasaydık	ortaya çıkarmasaydınız	ortaya çıkarmasaydılar
optative			ortaya çıkarmayayım	ortaya çıkarmayasın	ortaya çıkarmaya	ortaya çıkarmayalım	ortaya çıkarmayasınız	ortaya çıkarmayalar
progressive			ortaya çıkarmamaktayım	ortaya çıkarmamaktasın	ortaya çıkarmamakta	ortaya çıkarmamaktayız	ortaya çıkarmamaktasınız	ortaya çıkarmamaktalar
necessitative			ortaya çıkarmamalıyım	ortaya çıkarmamalısın	ortaya çıkarmamalı	ortaya çıkarmamalıyız	ortaya çıkarmamalısınız	ortaya çıkarmamalılar
imperative				ortaya çıkarma	ortaya çıkarmasın		ortaya çıkarmayın	ortaya çıkarmasınlar

Negative interrogative

			singular			plural
			1^st person	2^nd person	3^rd person	1^st person	2^nd person	3^rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	ortaya çıkarmaz mıyım?	ortaya çıkarmaz mısın?	ortaya çıkarmaz mı?	ortaya çıkarmaz mıyız?	ortaya çıkarmaz mısınız?	ortaya çıkarmazlar mı?
	present	imperfective	ortaya çıkarmıyor muyum?	ortaya çıkarmıyor musun?	ortaya çıkarmıyor mu?	ortaya çıkarmıyor muyuz?	ortaya çıkarmıyor musunuz?	ortaya çıkarmıyorlar mı?
	past	perfective	ortaya çıkarmadım mı?	ortaya çıkarmadın mı?	ortaya çıkarmadı mı?	ortaya çıkarmadık mı?	ortaya çıkarmadınız mı?	ortaya çıkarmadılar mı?
	past	imperfective	ortaya çıkarmıyor muydum?	ortaya çıkarmıyor muydun?	ortaya çıkarmıyor muydu?	ortaya çıkarmıyor muyduk?	ortaya çıkarmıyor muydunuz?	ortaya çıkarmıyorlar mıydı?
	future		ortaya çıkarmayacak mıyım?	ortaya çıkarmayacak mısın?	ortaya çıkarmayacak mı?	ortaya çıkarmayacak mıyız?	ortaya çıkarmayacak mısınız?	ortaya çıkarmayacaklar mı?
inferential	perfective		ortaya çıkarmamış mıyım?	ortaya çıkarmamış mısın?	ortaya çıkarmamış mı?	ortaya çıkarmamış mıyız?	ortaya çıkarmamış mısınız?	ortaya çıkarmamışlar mı?
	aorist		ortaya çıkarmaz mıymışım?	ortaya çıkarmaz mıymışsın?	ortaya çıkarmaz mıymış?	ortaya çıkarmaz mıymışız?	ortaya çıkarmaz mıymışsınız?	ortaya çıkarmazlar mıymış?
	imperfective		ortaya çıkarmıyor muymuşum?	ortaya çıkarmıyor muymuşsun?	ortaya çıkarmıyor muymuş?	ortaya çıkarmıyor muymuşuz?	ortaya çıkarmıyor muymuşsunuz?	ortaya çıkarmıyorlar mıymış?
conditional	simple		ortaya çıkarmasam mı?	ortaya çıkarmasan mı?	ortaya çıkarmasa mı?	ortaya çıkarmasak mı?	ortaya çıkarmasanız mı?	ortaya çıkarmasalar mı?
conditional	perfective		ortaya çıkarmasa mıydım?	ortaya çıkarmasa mıydın?	ortaya çıkarmasa mıydı?	ortaya çıkarmasa mıydık?	ortaya çıkarmasa mıydınız?	ortaya çıkarmasalar mıydı?
progressive			ortaya çıkarmamakta mıyım?	ortaya çıkarmamakta mısın?	ortaya çıkarmamakta mı?	ortaya çıkarmamakta mıyız?	ortaya çıkarmamakta mısınız?	ortaya çıkarmamaktalar mı?
necessitative			ortaya çıkarmamalı mıyım?	ortaya çıkarmamalı mısın?	ortaya çıkarmamalı mı?	ortaya çıkarmamalı mıyız?	ortaya çıkarmamalı mısınız?	ortaya çıkarmamalılar mı?

References

“ortaya çıkarmak”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu