parçalanmak

Turkish

Etymology

Passive form of parçalamak.

Verb

parçalanmak (third-person singular simple present parçalanır)

1. to be broke up, to be disintegrated, to be disjunct
2. to be fragmented, split
3. (physics) to be decayed, disintegrated

Conjugation

Conjugation of parçalanmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			parçalanmak
impersonal participle	imperfective		parçalanan
	perfective		parçalanmış
	prospective		parçalanacak
personal participle	non-prospective		parçalandığım	parçalandığın	parçalandığı	parçalandığımız	parçalandığınız	parçalandıkları
	prospective		parçalanacağım	parçalanacağın	parçalanacağı	parçalanacağımız	parçalanacağınız	parçalanacakları
verbal noun			parçalanma
way of doing			parçalanış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	parçalanırım	parçalanırsın	parçalanır	parçalanırız	parçalanırsınız	parçalanırlar
		imperfective	parçalanıyorum	parçalanıyorsun	parçalanıyor	parçalanıyoruz	parçalanıyorsunuz	parçalanıyorlar
	past	perfective	parçalandım	parçalandın	parçalandı	parçalandık	parçalandınız	parçalandılar
		imperfective	parçalanıyordum	parçalanıyordun	parçalanıyordu	parçalanıyorduk	parçalanıyordunuz	parçalanıyorlardı (or parçalanıyordular)
	future		parçalanacağım	parçalanacaksın	parçalanacak	parçalanacağız	parçalanacaksınız	parçalanacaklar
inferential	perfective		parçalanmışım	parçalanmışsın	parçalanmış	parçalanmışız	parçalanmışsınız	parçalanmışlar
	aorist		parçalanırmışım	parçalanırmışsın	parçalanırmış	parçalanırmışız	parçalanırmışsınız	parçalanırlarmış (or parçalanırmışlar)
	imperfective		parçalanıyormuşum	parçalanıyormuşsun	parçalanıyormuş	parçalanıyormuşuz	parçalanıyormuşsunuz	parçalanıyorlarmış
conditional	simple		parçalansam	parçalansan	parçalansa	parçalansak	parçalansanız	parçalansalar
	perfective		parçalansaydım	parçalansaydın	parçalansaydı	parçalansaydık	parçalansaydınız	parçalansaydılar
optative			parçalanayım	parçalanasın	parçalana	parçalanalım	parçalanasınız	parçalanalar
progressive			parçalanmaktayım	parçalanmaktasın	parçalanmakta	parçalanmaktayız	parçalanmaktasınız	parçalanmaktalar
necessitative			parçalanmalıyım	parçalanmalısın	parçalanmalı	parçalanmalıyız	parçalanmalısınız	parçalanmalılar
imperative				parçalan	parçalansın		parçalanın	parçalansınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	parçalanır mıyım?	parçalanır mısın?	parçalanır mı?	parçalanır mıyız?	parçalanır mısınız?	parçalanırlar mı?
		imperfective	parçalanıyor muyum?	parçalanıyor musun?	parçalanıyor mu?	parçalanıyor muyuz?	parçalanıyor musunuz?	parçalanıyorlar mı?
	past	perfective	parçalandım mı?	parçalandın mı?	parçalandı mı?	parçalandık mı?	parçalandınız mı?	parçalandılar mı?
		imperfective	parçalanıyor muydum?	parçalanıyor muydun?	parçalanıyor muydu?	parçalanıyor muyduk?	parçalanıyor muydunuz?	parçalanıyorlar mıydı?
	future		parçalanacak mıyım?	parçalanacak mısın?	parçalanacak mı?	parçalanacak mıyız?	parçalanacak mısınız?	parçalanacaklar mı?
inferential	perfective		parçalanmış mıyım?	parçalanmış mısın?	parçalanmış mı?	parçalanmış mıyız?	parçalanmış mısınız?	parçalanmışlar mı?
	aorist		parçalanır mıymışım?	parçalanır mıymışsın?	parçalanır mıymış?	parçalanır mıymışız?	parçalanır mıymışsınız?	parçalanırlar mıymış?
	imperfective		parçalanıyor muymuşum?	parçalanıyor muymuşsun?	parçalanıyor muymuş?	parçalanıyor muymuşuz?	parçalanıyor muymuşsunuz?	parçalanıyorlar mıymış?
conditional	simple		parçalansam mı?	parçalansan mı?	parçalansa mı?	parçalansak mı?	parçalansanız mı?	parçalansalar mı?
	perfective		parçalansa mıydım?	parçalansa mıydın?	parçalansa mıydı?	parçalansa mıydık?	parçalansa mıydınız?	parçalansalar mıydı?
progressive			parçalanmakta mıyım?	parçalanmakta mısın?	parçalanmakta mı?	parçalanmakta mıyız?	parçalanmakta mısınız?	parçalanmaktalar mı?
necessitative			parçalanmalı mıyım?	parçalanmalı mısın?	parçalanmalı mı?	parçalanmalı mıyız?	parçalanmalı mısınız?	parçalanmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			parçalanmamak
impersonal participle	imperfective		parçalanmayan
	perfective		parçalanmamış
	prospective		parçalanmayacak
personal participle	non-prospective		parçalanmadığım	parçalanmadığın	parçalanmadığı	parçalanmadığımız	parçalanmadığınız	parçalanmadıkları
	prospective		parçalanmayacağım	parçalanmayacağın	parçalanmayacağı	parçalanmayacağımız	parçalanmayacağınız	parçalanmayacakları
verbal noun			parçalanmama
way of doing			parçalanmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	parçalanmam	parçalanmazsın	parçalanmaz	parçalanmayız	parçalanmazsınız	parçalanmazlar
		imperfective	parçalanmıyorum	parçalanmıyorsun	parçalanmıyor	parçalanmıyoruz	parçalanmıyorsunuz	parçalanmıyorlar
	past	perfective	parçalanmadım	parçalanmadın	parçalanmadı	parçalanmadık	parçalanmadınız	parçalanmadılar
		imperfective	parçalanmıyordum	parçalanmıyordun	parçalanmıyordu	parçalanmıyorduk	parçalanmıyordunuz	parçalanmıyorlardı
	future		parçalanmayacağım	parçalanmayacaksın	parçalanmayacak	parçalanmayacağız	parçalanmayacaksınız	parçalanmayacaklar
inferential	perfective		parçalanmamışım	parçalanmamışsın	parçalanmamış	parçalanmamışız	parçalanmamışsınız	parçalanmamışlar
	aorist		parçalanmazmışım	parçalanmazmışsın	parçalanmazmış	parçalanmazmışız	parçalanmazmışsınız	parçalanmazlarmış
	imperfective		parçalanmıyormuşum	parçalanmıyormuşsun	parçalanmıyormuş	parçalanmıyormuşuz	parçalanmıyormuşsunuz	parçalanmıyorlarmış
conditional	simple		parçalanmasam	parçalanmasan	parçalanmasa	parçalanmasak	parçalanmasanız	parçalanmasalar
	perfective		parçalanmasaydım	parçalanmasaydın	parçalanmasaydı	parçalanmasaydık	parçalanmasaydınız	parçalanmasaydılar
optative			parçalanmayayım	parçalanmayasın	parçalanmaya	parçalanmayalım	parçalanmayasınız	parçalanmayalar
progressive			parçalanmamaktayım	parçalanmamaktasın	parçalanmamakta	parçalanmamaktayız	parçalanmamaktasınız	parçalanmamaktalar
necessitative			parçalanmamalıyım	parçalanmamalısın	parçalanmamalı	parçalanmamalıyız	parçalanmamalısınız	parçalanmamalılar
imperative				parçalanma	parçalanmasın		parçalanmayın	parçalanmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	parçalanmaz mıyım?	parçalanmaz mısın?	parçalanmaz mı?	parçalanmaz mıyız?	parçalanmaz mısınız?	parçalanmazlar mı?
		imperfective	parçalanmıyor muyum?	parçalanmıyor musun?	parçalanmıyor mu?	parçalanmıyor muyuz?	parçalanmıyor musunuz?	parçalanmıyorlar mı?
	past	perfective	parçalanmadım mı?	parçalanmadın mı?	parçalanmadı mı?	parçalanmadık mı?	parçalanmadınız mı?	parçalanmadılar mı?
		imperfective	parçalanmıyor muydum?	parçalanmıyor muydun?	parçalanmıyor muydu?	parçalanmıyor muyduk?	parçalanmıyor muydunuz?	parçalanmıyorlar mıydı?
	future		parçalanmayacak mıyım?	parçalanmayacak mısın?	parçalanmayacak mı?	parçalanmayacak mıyız?	parçalanmayacak mısınız?	parçalanmayacaklar mı?
inferential	perfective		parçalanmamış mıyım?	parçalanmamış mısın?	parçalanmamış mı?	parçalanmamış mıyız?	parçalanmamış mısınız?	parçalanmamışlar mı?
	aorist		parçalanmaz mıymışım?	parçalanmaz mıymışsın?	parçalanmaz mıymış?	parçalanmaz mıymışız?	parçalanmaz mıymışsınız?	parçalanmazlar mıymış?
	imperfective		parçalanmıyor muymuşum?	parçalanmıyor muymuşsun?	parçalanmıyor muymuş?	parçalanmıyor muymuşuz?	parçalanmıyor muymuşsunuz?	parçalanmıyorlar mıymış?
conditional	simple		parçalanmasam mı?	parçalanmasan mı?	parçalanmasa mı?	parçalanmasak mı?	parçalanmasanız mı?	parçalanmasalar mı?
	perfective		parçalanmasa mıydım?	parçalanmasa mıydın?	parçalanmasa mıydı?	parçalanmasa mıydık?	parçalanmasa mıydınız?	parçalanmasalar mıydı?
progressive			parçalanmamakta mıyım?	parçalanmamakta mısın?	parçalanmamakta mı?	parçalanmamakta mıyız?	parçalanmamakta mısınız?	parçalanmamaktalar mı?
necessitative			parçalanmamalı mıyım?	parçalanmamalı mısın?	parçalanmamalı mı?	parçalanmamalı mıyız?	parçalanmamalı mısınız?	parçalanmamalılar mı?